MİRASÇİLAR - MODERN KLASİKLER 228
Mirasçılar Neandertal insanının Homo sapiens’le karşılaşmasının ardından uğradığı yıkımın öyküsüdür.
William Golding 1955 tarihli romanında, bilinmeyen “öteki”ne karşı duyulan korkuyu, Neandertallerin dünyada son günlerini yaşadığı tarihöncesi döneme yerleştirir.
Golding’in Neandertal insanı dönemin bilimsel bulgularıyla tam bir uyum içinde değildir.
Öldürmenin “kötülüğüne” inandığından doğada bulduğu yiyeceklerle yetinir. Golding ona bir din ve telepati yeteneği de atfeder.
Son dönemde İspanya ve Fransa’da Neandertaller tarafından yapıldığı tespit edilen mağara resimlerinin, erken modern insandan ayırt edilemeyecek
bir bilişsel kapasiteye işaret ettiği göz önünde bulundurulursa, bu konudaki bilimsel bulguların her geçen gün güncellenmeye devam edeceği ortada.
Zaten Golding de bilimsel gerçeklerle uyumlu bir yapıt ortaya koymayı değil, insanı insana anlatan alternatif bir tarih sunmayı hedeflemiş;
uyguladığı şiddetle ve iktidar mücadeleleriyle modern insanın atası olan Homo sapiens’in değil, dış dünyada varoluşunu sürdürmek için gerekli donanımdan
ve algılarını tutarlı düşünce dizilerine dönüştürme yeteneğinden yoksun Neandertallerin yanında yer almıştı. Mirasçılar’ın büyüklüğü,
yaratıcısının benzersiz hayal gücünde, her şeyi Neandertal bakış açısından aktarmak için muazzam bir dil becerisiyle yarattığı müthiş üslupta yatar.
Arthur Koestler’in “İngiliz romanının taş kesilmiş ormanlarında bir deprem” olarak nitelediği Mirasçılar, insan doğasının barındırdığı şiddeti ve yozlaşmayı
gözler önüne seren en çarpıcı yapıtlardan biridir