THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) adlı dev-rimci örgütün önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan, Hü¬seyin İnan ve arkadaşlarıyla An¬kara Mamak Askeri Ce¬zaevinde karşılaştım. Deniz Gezmişin isteği üze¬rine, onlarla tek tek konuşa¬cak, gerekli birikimi sağ¬la¬yacak, sonra oturup onların roma¬nını yazmaya çalışa-caktım. Heyecan ve¬ri¬ci, müthiş onurlu bir çalışma başlıyordu benim için. Kimi gizli, ki¬mi açık bu¬luş¬malarla bir kısmıyla konuşabildim... Bu tasarı çok iyi baş¬ladı, ama yazık ki yarıda kaldı. Tam işin için¬deyken, hiç bek¬le¬me¬diğim anda cezaevinden salıverildim. Elimdeki notlar bir ro¬man için ye¬tersizdi. O güzel insanlar kimi asılarak, kimi kur¬şunlanarak öy¬le¬sine acımasızca yok edildiler ki, bende kalan notları artık ken¬dim¬de saklayamazdım. Yıllar sonra oturdum, bu kita¬bı yazdım. Gülünün Solduğu Akşam, serüven dolu bir roman gibi de okunabilir, ama acı yüklü bir kitap olduğu da bilin¬melidir. Bu kitaba gir¬meyen notlarımı, izle-nimlerimi, yıllar sonra Defterimde Kuş Sesleri adlı kitabımda topladım. Gülünün Solduğu Akşamın devamı da sa¬yı¬labilir o kitap.