Selo'nun Kuşları başlığı altında topladığım bu öykülerimde, topaçların, çemberlerin döndüğü; sokak aralarında, geniş bahçelerde oyunların oynandığı; sinema önlerinde resimli romanların alınıp satıldığı; bisikletlerle dere boylarına gidildiği; kedilerin, köpeklerin, kuşların da oyunlara katıldığı; kışın kar yağarken sıcak odalarda masalların anlatıldığı; rüyalarda bile oyunların görüldüğü bir çocukluk dönemini anlattım. Oyun oynamaya zaman bulamadan, çocukluklarını yaşayamadan hemen büyümek, çalışmak zorunda kalan, ama oynayamadıkları oyunları yüreklerinin bir köşesinde taşıyan küçük adamların buruk öykülerini de yazdım. Dünyayı tanımaya başlayan, dostluğu, arkadaşlığı, doğayı, sevgiyi öğrenen çocukları anlattım bu öykülerde. Selo'nun Kuşları'nı yazarken o yıllara döndüm, çocukluğumu yeni baştan yaşadım.