Babam hâlâ ortalıkta görünmüyordu. Bir elimde defter diğerinde gazoz, masada oturuyordum. Aslında birilerinin gelip ‘Hah! Defterimi sen mi buldun, alabilir miyim?
Çok teşekkür ederim!’ diyerek beni bu yükten kurtarmasını istiyordum. Ama kimse gelmiyordu. Defteri masaya bıraktım. Aklımdan onlarca şey geçiyordu... İçine bakıp bakmamakta çok kararsız kalmıştım. Kendimle savaşmaya başladım. Aklımdan geçen son cümleyi istemeden yüksek sesle söyledim, kendi kendime, AÇ VE BAK! dedim. Kararsızlıkla elimi deftere uzattım.
Marmaris’te ailesiyle birlikte tatil yapan kahramanımız, eve dönüş biletlerini almak için otogara giden babasının peşine takılır. Bir kafede oturup babasını bekleyecektir. Ama oturmaya karar verdiği masada bir defter vardır. Defteri kim unutmuş, içinde neler yazıyor derken kendisini tarihin en önemli seyyahlarından biriyle yolculuk ederken bulur!